Tüm tedavilere rağmen günden güne eriyen ******, 8 Kasım 1938 günü şiddetli bir rahatsızlık daha geçirdi. Saat altı buçuk gibi gelen bu rahatsızlıkta ******'ün midesi bulanmış ve kusmaya çalışmıştı.
Sürekli istifra etmeye çalışan ******, bu sırada Hasan Rıza Beye (Soyak) bakarak "Saat kaç?" diye birkaç kez sormuş, Hasan Rıza Bey her soruşunda "Saat 7 efendimiz" diyerek cevap vermişti.
Bu sırada kendisine haber verilen Neşet Ömer Bey de gelmişti. Abravaya ile ******'e gereken tedavileri yapıyorlar ve bazı önlemler alıyorlardı. Neşet Ömer Bey bir ara "Dilinizi göreyim efendim." diye seslendi. ****** dilini yarıya kadar dışarı çıkardı. Neşet Ömer Bey "Biraz daha uzatınız efendim." diye seslenince, ******, Neşet Ömer Bey'e bakarak ;
- "Vealeykümüsselam" diyerek gözlerini kapattı. ****** son kez komaya girmişti.
9-10 Kasım gecesini rahatsız geçiren ****** artık derin bir uykuda gibi yatıyor ve ölümü bekliyordu. 10 Kasım 1938 günü saat 8 gibi bir ara gırtlağından Hı Hı Hı sesleri çıkarmıştı.
Saat dokuzu beş geçe gözlerini son kez açarak, etrafına baktı ve hemen kapattı.
Büyük Önder ****** ölmüştü.